Vakıflar; belirli bir hizmetin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, belirli şartlar ve resmi işlemler çerçevesinde güvence altına alınan mal, gelir veya mülklerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan yapılardır. Bir kişi ya da kurumun vakfetme niyetiyle bağışladığı bu mal varlığına “vakfiye” adı verilir. Vakıflar hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler tarafından kurulabilir. Ancak bu kuruluş işlemi, belirli kurallara ve prosedürlere bağlıdır. Peki, bu prosedürler neleri kapsar? Vakıf nasıl kurulur?
Tarihi oldukça eskiye dayanan vakıflar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olup, denetimleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Anayasa gereği, vakıflar yalnızca kuruluş amaçları doğrultusunda faaliyet gösterebilir, bunun dışında herhangi bir etkinlikte bulunamazlar. Bu husus anayasada, “Dernekler ve vakıflar kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler” şeklinde açıkça belirtilmiştir. Vakıf kuruluşları da yine Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün belirlediği çeşitli kriterlere tabidir.
Vakıf Kuruluşunun Temel Aşamaları
Vakıf kurmak isteyen kişiler için Vakıflar Genel Müdürlüğü üç temel kuruluş yolunu tanımlamıştır. Bunlar şu şekildedir:
1. Kuruluş Şekli
Türk Medeni Kanunu’nun 102. maddesine göre, vakıf kurma iradesi ya noterde düzenlenmiş bir resmi senetle ya da ölüme bağlı bir tasarrufla beyan edilir. Ancak bu beyanın geçerli olabilmesi için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescil işleminin tamamlanması gerekmektedir. Vakıf, tescil ile birlikte tüzel kişilik kazanır.
Resmi senetle vakıf kurmak isteyen kişiler işlemi bir temsilci aracılığıyla da gerçekleştirebilirler. Bu durumda temsil yetkisinin noter onaylı bir belgeyle verilmiş olması ve vakfın amacı ile tahsis edilen mal ve hakların açıkça belirtilmiş olması gerekir.
2. Resmî Senetle Vakıf Kuruluşu
Vakıf kurmak isteyen gerçek ya da tüzel kişiler, bu isteklerini noterde hazırlanan resmi bir senet ile ifade ederler. Noter, düzenlediği bu resmi senedin bir örneğini en geç yedi gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne iletir. Bu aşamadan sonra, vakıf kurucusu tarafından mahkemeye tescil başvurusu yapılmalıdır.
Temsilci aracılığıyla işlem yapılacaksa, temsil belgesinin noter tarafından düzenlenmiş olması ve vakfın amacı ile tahsis edilecek mal varlığının açıkça belirtilmiş olması zorunludur. Kurucular arasında bir tüzel kişi varsa, bu kuruluşun vakıf kurma yetkisine sahip olduğuna dair karar veya statü belgesi de mahkemeye sunulmalıdır.
Resmi senetle kurulan vakıflarda, kurucunun vefatı halinde, mirasçılar tescil işlemi için başvuruda bulunabilir. Eğer bu başvuru üç ay içinde yapılmazsa veya kurucunun tüzel kişiliği sona ermişse, tescil işlemi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Mahkeme sürecinde doğacak masraflar, ilgili vakıftan tahsil edilmek üzere Genel Müdürlük tarafından karşılanır.
3. Ölüme Bağlı Tasarrufla Vakıf Kuruluşu
Bir kişi, ölümünden sonra geçerli olmak üzere mal ve haklarını vakıf kurulması amacıyla bırakabilir. Bu durumda sulh hakimi, ilgili belgeyi en geç yedi gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bildirir.
Vakıf kurulması için mahkemeye başvuru, ilgililerin talebiyle ya da Genel Müdürlük tarafından resen gerçekleştirilebilir. Mahkeme sürecinde oluşacak giderler, yine kurulacak vakfın kaynaklarından karşılanmak kaydıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce üstlenilir.
Ölüme bağlı olarak kurulan vakıflar, yalnızca vakfa tahsis edilen mal ve haklar çerçevesinde, miras bırakanın borçlarından sorumlu tutulur. Mirasçılar ve alacaklılar, ilgili yasal çerçevede dava açma hakkına sahiptir.
Sonuç Olarak
Vakıf kurmak isteyen bireylerin bu adımları dikkatle izlemesi ve sürecin yasal boyutlarını iyi analiz etmesi önemlidir. Özellikle detaylı mevzuat ve prosedürlerle karşı karşıya kalındığında, hukuki destek almak süreci daha sağlıklı yönetmek adına oldukça faydalı olacaktır. Profesyonel danışmanlık hizmetiyle adımlarınızı daha güvenli bir zemine oturtabilirsiniz.